Meme kanseri Soru SorCevap OkuErken TeşhisHasta TakipKanser Bilgiİletişim

kanser takip.com

 
 
 

Meme kanseri

       Cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve hormonoterapi ile tedavi edilebilen meme kanseri özellikle erken evrelerde saptandığında kürabldır (tam tedavi edilebilir). Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Kadınlardaki tüm kanserlerin %32’si meme kanseridir. Kadınlardaki kanserden ölümlerin ise %18’ini oluşturur. 1988-1990 yılları arasındaki veriler kadınlarda hayat boyu kanser gelişme riskini %12.2, veya 8 kadında 1 olduğunu gösteriyor. Hayat boyu meme kanserinden ölüm riski ise %3.6, veya 282’de 1’dir.

Meme kanserinde risk faktörleri:

Genetik ve ailesel faktörler: Meme kanserli bir hastanın kadın akrabalarında hastalığa yakalanma riski artmış olabilir. Anne, kız kardeş, kız çocuğunda olduğu kadar teyze, hala, kuzen ve büyükannelerde görülen meme kanseri kadındaki riski yükseltir. Ayrıca Li-Fraumeni sendromu, Cowden’s sendromu, Muir sendromu ve ataxia telenjektasia gibi bazı ailesel sendromların parçası olarak meme kanseri gözlemlenmiştir. Yaşa dayalı risk öngörüleri, bu kişileri tanımlama ve tarama programları oluşturma açısından önemlidir. Pratik yöntemler tanımlanıp, uygulamaya geçirildiğinde saptanabilen bu tip genetik bozukluklar yüksek riskli ailelerin üyelerini taramada kullanılabilir.5-8

Hormonal faktörler: Meme kanseri, hormonlarla açıkça ilişkilidir. Meme kanseri görülme sıklığının menarş, menopoz ve ilk gebelik yaşı ile ilişkisi birçok çalışmada gösterilmiştir. Menarş yaşının her bir yıl gecikmesi meme kanseri riskini %20 azaltır.9 Menopozun 45 yaş yerine 55 yaşında ortaya çıkması riski yarı yarıya azaltır.10 Parite ve ilk doğum yaşı bir diğer risk faktörüdür. Nulliparoz kadın paroz kadına oranla daha büyük risk içindedir.11 İlk full-term hamileliği 30 yaşından sonra ortaya çıkan kadınlar 18-19 yaşından önce hamile kalanlara göre 2-5 kat daha fazla risk içindedirler.Full-term hamilelik öncesi oluşan abortion meme kanseri riskini arttırır.  Laktasyon süresinin uzunluğu kanser riskini azaltır. Östrojen replasman tedavisi ise meme kanseri gelişme riskini az fakat istatistiki olarak anlamlı bir şekilde arttırır. Hormonal kontraseptifler 54 epidemiyolojik çalışmanın analizinde meme kanseri riskinde hafif bir artışa yol açtığı gösterilmiştir.20 Rölatif risk son kullanım tarihi ile ilişkilidir. Halen kullananlarda rölatif risk 1.24, 1-4 yıldır kontraseptif kullanmayanlarda 1.16, ve 5-9 yıldır kontraseptif kullanmayanlarda 1.07 dir. 10 yıldır oral kontraseptif kullanmayan kadınlarda meme kanseri riskinde bir artış gözlenmemiştir.

Alkollü içecekler ile meme kanseri oluşumu arasında bir ilişki vardır. 12 kontrollu grup çalışmasının meta-analizi hergün içilen 24 gr. alkol (iki duble) meme kanseri riskini 1.4 kat arttırdığını göstermektedir

Benign meme hastalıkları proliferatif ve nonproliferatif olarak ikiye ayrılır. Nonproliferatif hastalık meme kanseri ileilişkisiz olmasına rağmen, atipi dışı proliferatif hastalık ve özellikle atipik hiperplazi meme kanseri gelişme riskini arttırır.Çevresel faktörler: İyonize radyasyona maruz kalmak, elektromanyetik alanlar, organoklorin pestisidler meme kanseri gelişme riskini arttırmaktadırlar.

 

Tablo1. Meme kanseri için risk faktörleri

Yüksek risk faktörleri Orta risk faktörleri Riski azaltan faktörler
Yaş >40 Erken menarş Asya soyu
Daha önce bir memede kanser Geç menopoz 18 yaşından önce hamilelik
Ailede meme kanseri hikayesi Oral östrojen alımı Erken menopoz
Atipik hiperplazi Over, uterus, colon kanser hikayesi 37 yaşından önce cerrahi kastrasyon
Nulliparite Alkol kullanımı

 

Lobuler karsinoma insitu

 

 

 

     Meme kanserinin erken saptanmasında mamografi en önemli tarama aracıdır. Memenin manyetik rezonansla incelenmesi, halen araştırma aşamasındaki bir tanı yöntemidir.34 Hastalığın prognozunun belirlenmesi ve tedavi seçiminde; hastanın yaşı,35 hastalığın evresi, primer tümörün patolojik karakteristikleri(tümör nekrozunun varlığı gibi),36 tümör dokusu içinde Östrojen (ER) ve Progesteron (PR) reseptör düzeyleri, çoğalabilme kapasitesi ölçümleri, yanısıra kişinin menopoz durumu ve genel sağlık koşulları da belirleyici faktörlerdir. Menopoz durumu kriteri oldukça değişkenlik gösterdiği için postmenopoz durumu; 50 yaşın üzerinde olmak şeklinde tanımlanabilir. Aşırı kilolu hastalar daha kötü prognoz gösterebilirler.37 Prognoz ayrıca ırkla da değişkenlik gösterir, beyaz ırka göre siyahlarda ve latin ırkında daha kötüdür.38 Meme kanseri, hücre tiplerine göre de sınıflandırılır ancak bu özellik, prognoz ve tedavi seçeneklerini çok az sayıda etkiler. Memede nadiren melanoma, lenfoma ve sarkoma gibi tümörler de görülebilir.

 

        Meme kanserinden ilk şüphelenildikten sonra takip edilecek yol tanının kanıtlanması, hastalığın evresinin saptanması, ve tedavinin belirlenmesidir. Tanı, aspirasyon sitolojisi, palpe edilemeyen lezyonlarda stereotaktik teknikle kör biyopsi, veya insizyonel-eksizyonel biyopsi ile sağlanır. Tümör dokusu cerrahi olarak çıkarıldığında, bir kısmı da ER ve PR düzeylerinin ölçümü için işlenmelidir. Bu tetkikler, charcoal, enzim immunoassay, enzim immunositokimyasal assay39-41 gibi işlemler olup özel uğraşı ve uygun kalite kontrol işlemleri gerektirirler.

     Akut menopoz yakınmalarını azaltmak, uzun süreli sağlık yararlanımı sağlamak amacı ile ABD'de postmenopozal hastalara giderek artan oranda hormon replasman tedavisi(HRT) uygulanmaktadır. Şu anda kullanılan dozlarla yaralılığın nicel ölçümü konusunda çalışmalar devam etmektedir (Womens' health initiative study). Sayıları her geçen gün artan meme kanserinden kurtulan hastaların bir kısmı da adjuvant hormon veya kemoterapi nedeniyle erken menopoza girmektedirler. Bunlara HRT uygulanması bir ikilem doğurmaktadır. Östrojenin laboratuar ortamında meme kanseri hücrelerine büyüme faktörü etkisi gösterdiği ispatlandığından meme kanserli hastalara HRT genellikle verilmemektedir. Ancak literatürde bu konuda değişik gözlemler vardır. Meme kanseri hikayesi olmayan postmenopozal kadınlarda her ne kadar uzun süreli ( > 5 yıl) tedavilerde risk artışı gösteren bazı çalışmalar varsa da, HRT’nin meme kanseri riskini yükseltmediği gözlenmektedir. Ayrıca meme kanseri gelişiminden önce HRT almış kadınlarda prognozun almamışlara göre daha iyi olduğu gözlemlenmiştir. Ancak bunun, HRT'nin sonucu değil, bu tedavi altındaki hastaların daha iyi gözlem altında tutulmaları ve hastalığın daha erken saptanabilmesine bağlı olduğu düşünülmektedir.74 Hastalığın evresi de gözönünde tutulduğunda, ne kanser sonrası hamilelik, ne de tanı öncesi oral kontraseptif kullanımı surviyi olumsuz etkilemektedir. Bu bulgular HRT'nin rekürrens veya yeni tümör gelişimine etkisini irdeleyecek yeni prospektif çalışmaların gereğini desteklemektedir. HRT'nin rutin kullanımından önce, göreceli olarak rekürrens olasılığı düşük, dikkatle seçilmiş kanserli kadınlarda planlanacak araştırmaların sonuçları beklenmelidir.




 

 

 

 

 

Meme  Kanseri  konusunda merak ettiklerinizi online doktora sorun:

 

Online Doktor

 

  

Soru sor  Cevap oku  Erken teşhis  Hasta takip  Kanser bilgi    İletişim   Forum    Kanser ve Beslenme

Son Gelişmeler     Uzman Görüşü      Makaleler      Tüm Haberler  

Kanser Tedavi Merkezleri     Resmi Kanser Kuruluşları

Yasal uyarı: Bu sitede yer alan bilgilerin izinsiz olarak kullanılması cezai sorumluluk getirecektir. Tüm hakları sahiplerine aittir.