
KANSER
Her yıl Dünyada 10 milyon insan kanser tanısı
almakta, 8 milyon insanda kanser nedeni ile
hayatını kaybetmektedir. Kanserden olan ölümler
2020 yılında tüm dünyada 20 milyona ulaşacak
olup, bu ölümlerin %70’i ise gelişmekte olan
ülkelerde meydana gelecektir. Kanser
ölümlerindeki bu artıştan nüfusun yaşlanması,
bulaşıcı hastalıkların azalması, bazı ülkelerde
kardiyovasküler nedenlere bağlı ölümlerin
azalması ve çağımızın vebası sigara içimi
nedeniyle akciğer kanserinden olan ölümlerin
artması sorumlu tutulmaktadır. Burada kanseri
önlemenin ne kadar önemli olduğu ortaya
çıkmaktadır. Üç ana öğe sağlıklı olmada öne
çıkmaktadır. Bunlar; sigara içilmemesi, egzersiz
ve sağlıklı beslenme ile şişmanlığın
önlenmesidir. ABD’de doğumdan sonra beklenen
yaşam kadınlarda 84.3 yıl, erkeklerde ise 79.3
yıla çıkmıştır. Türkiye’de bu halen 70 yaşları
civarındadır.
ABD’de yine kanser ölümleri kardiyovasküler
ölümlerden sonra ikinci sırada gelmektedir. Tüm
Dünyada kronik hastalıklar hızla artmaktadır.
Burada sigara içimi, alkol ve proses edilmiş
yiyecekler yani kabaca Batı tipi yaşam şekli bu
ölümlerden sorumludur. Sigara içimi her yıl
dünyada yaklaşık 4.5 milyon insanın ölümüne yol
açmaktadır. 2020 yılında bu sayı 10 milyona
çıkacak ve gelişmekte olan ülkelerde 7 milyon
ölüm gerçekleşecektir. ABD’de 1964 yılından beri
uygulanan sigara karşıtı programlar ile sigara
prevalanslarında %50 azalma olmuş ve hızlar
%25’e gerilemiştir. Türkiye de ise 2002 yılında
her 2 erkekten biri, her 4 kadından biri sigara
içmektedir. Bu rakamlar dünya ortalamalarının
üstündedir. Obezite yine önemli bir sorun olup,
gelişmekte olan ülkelerde beslenme yetersizliği
ile birlikte görülmektedir. ABD’de önlenebilir
ikinci ölüm nedeni olup, 5 yaşın altında 17
milyon obez çocuk olduğu tahmin edilmektedir.
Bir kutu meşrubatta 15 kaşık şeker olduğu
unutulmamalıdır. Sağlık veya hastalığı
seçebileceğimiz bir yol ayrımındayız.
Burada fiziksel aktivitenin önemli bir yeri
vardır. Günde 30 dakikalık bir fiziksel aktivite
sağlıklı olabilmemiz için kendi adımıza
yapabileceğimiz önemli basamaklardan biridir. Bu
konuda yerel yönetimlere çok önemli rol
düşmektedir. Spor sahaları, çevre düzenlemeleri,
okullarda, çalıştığımız iş yerlerinde eğitim ile
medyanın buna eğilmesi halk sağlığı açısından
çok önemlidir. Fiziksel aktivite kolon
kanserinde %40, meme kanserinde %20-40 arasında
azalmaya yol açmaktadır. Batı tipi yaşam biçimi
enerjiden ve yağdan zengin diyet, rafine
karbonhidrat ve hayvansal proteinlere dayanan
fiziksel aktivitenin kısıtlı olduğu yaşam
biçimidir.
Sonuç olarak obezite, erken adet görme ve meme
kanseri sıklığında yaklaşık %40 artmaya yol
açmaktadır. Şişman1ığın yol açtığı kanserlerde
olan artışlar endometrium kanserlerinde %39,
böbrek kanserlerinde %25, safrakesesi
kanserlerinde %24, kolon kanserinde %11, meme
kanserinde %8, prostat kanserinde ise %4’tür. O
halde ne yapalım? Beslenmemizde posalı
yiyecekler ile balığa önem verelim. EPIC
çalışmasında bu diyet ile kolon kanserlerinden
%70 oranında korunduğumuzu biliyoruz. Yine yaşam
biçiminde yapılacak değişiklik diyabet riskini
%58 oranında düşürmektedir. O halde küçük
adımlar bize büyük ve muhteşem ödüller olarak
geri dönecektir.
Bir doktor ve sağlık bakımı veren kişiler olarak
sağaltım sağlamak, bilim üretmek ve toplumda rol
sahibi olmalıyız. Sigara ile savaşım burada
gündeme gelmelidir. Sigarayı başlamayı önlemeli;
sigarayı bıraktırmaya çalışmalıyız. Sebze ve
meyve tüketimini toplumda artırmaya çalışmalı,
fiziksel aktiviteyi teşvik etmeli ve olanak
sağlamalıyız. “Daha sağlıklı bir yaşam için
günde 5-9 kez sebze meyve yiyelim” programları
NCI tarafından başarı ile uygulanmaktadır. Günde
600 gr sebze ve meyve yemeliyiz.
Dünyada 700 milyon çocuk pasif olarak sigaradan
etkilenmektedir. Sigara bir virüs gibi sigara
endüstrisi tarafından bizlere kirli
enjektörlerle enjekte edilmektedir. Sigara ve
fakirlik bir kısır döngü olarak gelişmekte olan
ülkeleri sarmaktadır. Sigara endüstrisi bu zehri
satabilmek için yılda 9.7 milyar dolar, günde 27
milyon dolar reklama para harcamaktadır.
Klinisyenlere bu konuda büyük görevler
düşmektedir. Hastalarımıza her karşılaşmada
sigarayı bırakmalarını tavsiye etmeliyiz. 8
vizitten sonra bırakma oranı %25’e çıkmaktadır.
Artık şimdiki durum sigara içenlerin
haklarından, sigara içmeyenlerin haklarının
korunması şeklinde değişmiştir. Bunu sağlamak
önemli görevlerimizden biridir. Sigara
vergilerini artırmak en önemli savaşım yoludur.
Sigara paketlerine resimli ve yazılı uyarılar
koymalı, doktor ve sağlık profesyonellerini
eğitmeliyiz.
Son olarak ülkemizde çevresel
minerallifternasına bağlı olarak gelişen
akciğer, akciğer zarı ve diğer organ kanserleri
prevalansları oldukça yüksektir. Burada iç ve
dış ortam kirlilikleri, su ve yiyeceklerin
karsinojenler ile kontaminasyonu ve mesleksel
karsinojen ternasının azaltılması veya önlenmesi
çevrenin sağlıklı hale getirilmesi önem
kazanmaktadır.
Beslenme konusunda nelere dikkat edebiliriz:
·
Yemeklere yağı yakmadan eklemek gerekir (Örnek:
Mantı, İskender kebap, yayla çorba…).
·
Ucuz diye litrelerce sıvı yağ alıp uzun süre
bekletmemek gerekir.
·
Sıvı yağları ışık almayan, serin, kuru bir
yerde, ağzı kapalı olarak saklamak
gerekmektedir.
·
Kızartma, kavurma işlemlerinden kaçınılmalıdır.
Mesela soğanı su içerisinde yumuşatabilir,
pilavı suya salma şeklinde pişirebilir,
yemekleri çiğden pişirebilirsiniz.
·
Kızartma işleminde bir yağı 3 kereden fazla
kullanmamak gerekmektedir. Her seferinde yağ
süzülerek cam bir kavanoza konulmalı ve
buzdolabında saklanmalıdır.
·
Kömürde, mangalda pişirilen etler ateşe çok
yakın tutulmamalı, yavaşça pişirilmelidir.
·
Ekmek kızartılırken renginin kararmamasına
dikkat edilmelidir.
·
Hormonlu olduğunu düşünülen, şekil farklılığı
bulunan sebze ve meyveler satın alınmalıdır.
·
Brasika sebzeleri olarak
tanımlanan lahanagiller (Brüksel lahanası,
brokoli, turp, hardal, şalgam, beyaz ve kara
lahana) ve Alyum sebzeleri olarak tanımlanan
soğangiller (sarımsak, arpacık soğanı, Frenk
soğanı, taze soğan, kırmızı soğan, kuru soğan,
pırasa) güçlü birer antioksidan olduklarından
serbest radikallerin vücuttan
uzaklaştırılmasında etkili rol oynarlar.
·
Meyveler soyulduktan sonra uzun süre
bekletilmemelidir.
·
Ayrıca kurubaklagiller ve kepekli tahıllar gibi
lif (yani posa) içeriği yüksek olan besinlerin
tüketimine ağırlık verilmelidir.
·
Balık başta olmak üzere beyaz etlere ağırlık
verilmeli, ancak aşırıya kaçılmamalıdır.
·
“Gıda Katkı Maddeleri - Yapay Tatlandırıcıların
Kansere Neden Olduğu” şeklinde medyada çıkan her
habere inanmamalı, gerektiğinde diyetisyene
danışılmalıdır.
·
Sigara içiyorsanız mutlaka bırakmalı, tamamen
bırakamıyorsanız en aza indirmelisiniz. Hatta
sigara içilen bir ortamda dahi bulunmamak en
doğrusudur.
Uzman Diyetisyen
M. Turgay KÖSE
Ana sayfaya dön
|