Kolon kanserine karşı 30'larda kontrol
Kolon (kalın bağırsak)
kanserinden korunabilmek için otuzlu yaşlardan itibaren
kontrolden geçmek gerekiyor. Özellikle ailesinde kanser
hastalığı olan kişilerde bu risk daha da fazla artıyor...
Kolon kanserlerinin oluşum mekanizmalarında en iyi
bilinen yol, bağırsak iç dokusundaki hücrelerin değişerek
poliplere (küçük kitle), ardından da kötü huylu tümörlere
dönüşmesi. Ancak bazı kişilerde polipler ileride kansere
dönüşürken, bazı kişilerde böyle bir değişim görülmüyor.
Erken teşhis ve tedavi edilen her 100
hastadan 95-98’inin sağlıklı bir şekilde yaşamını
sürdürebilirken, 35 yaşından itibaren yılda bir kez gaitada
(dışkıda) gizli kan testi yaptırması gerekiyor. Ayrıca 50 yaşına
gelen kadın ve erkeklerin de bir defa kontrol kolonoskopisi
yaptırmalı.
Kanserin ikinci evresinde tedavi sonrası 5
yıl yaşama oranı yüzde 75-80’lere ulaşırken, üçüncü evrede bu
oran yüzde 50-60’larda, dördüncü evrede ise yüzde 10-15
civarında bulunuyor. Birçok kanser tipinde bu oranlara yaklaşmak
kolay değil. Bu nedenle kolon-rektum kanserli olgular tedaviden
iyi yanıt alınan hasta grubunda sayılıyorlar.
Ailesel geçiş olan “Polipozis koli” denilen türde,
kalınbağırsakta yüzlerce, binlerce polip bulunuyor. Ergenlikten
itibaren başlayarak kolon-rektum mukozasında polipler çıkıyor,
fark edilmemesi halinde 25-30’lu yaşlarda bu poliplerin çoğu
kansere dönüşebiliyor. Kalıtsal bir hastalık. İkinci tipi de
ailevi bir hastalık. Nesilden nesile kanserin şifresi
aktarılıyor, sonraki nesillerde kanser gelişiyor. Arka arkaya
iki nesilde kolon-rektum kanseri görülmesi gerekiyor, hastaların
yaşlarının biraz daha erken dönemde olması gerekiyor. Hastalar
bu kriterler ile kalıtsal ailevi kolon kanseri grubuna
sokulabiliyor. Genetik geçişli bu ailevi kanser tiplerinde
nesillerin takibi ve hastalığın erken dönemde saptanması önem
taşıyor
|