Kanser ve Beslenme


Kanser Forum


Akciğer Kanseri


Beyin Kanseri


Cilt Kanseri


Erkek Üreme SistemiKanserleri


Diğer Kanserler


Jinekolojik Kanserler


Bağırsak Kanseri Kolon - Rektum


Larinks Kanseri |Gırtlak - Boğaz|


Lenfoma

Lenf bezi kanseri


Meme Kanseri


Mide Kanseri


Prostat  Mesane Kanseri


Tiroid Kanseri

 

 

PROSTAT KANSERİ


   Prostat bezi ön, orta, arka, sol ve sağ olmak üzere toplam 5 loba ayrılır. Bir başka sınıflamada da iç ve dış loba ayrılır. Prostat kanserin çoğu (%85) posterior lobu tutar.Geri kalan ön lobdadır ve palpasyonda bulunması zordur
Hastalık prognozunu belirleyen üç önemli parametre: tedavi öncesi PSA, Gleason skoru (tm diferansiasyonu) ve klinik evre dir.
Tümör pelvik ve paraaortik lenf nodlarına yayılabilir. Evre T1c olan vakalarda yalnızca %5 ile %10’unda lenf nodu yayılımı olabilir.
Tanı konduğu dönemde uzak metastaz çok nadirdir. Tedavi sonrası yükselen PSA’dan birkaç yıl sonra uzak metastaz gelişir.

PROSTAT KANSERİ 'NDE Tanı;
Trans rektal ultrason eşliğinde 6 kadran iğne bx
Serum PSA ölçümü
Plazma asit fosfataz seviyesi (prostat/total)
Pelvik ve abdominal BT yada MR (evre A2 ve üzeri veya gleason skoru 6 veya daha yüksek veya PSA değeri 20 ng/ml yada daha yüksek olan hastaların hepsinde bunlar istenmeli).
Kemik sintigrafisi ( PSA değeri 10 ng/ml ve altı olan olgularda anormal kemik sintigrafisi bulgusu %1’in altında iken PSA’nın 10-20 arası olan olgularda bu değer %4’ün altındadır). Tedavi sonrası hasta takiplerinde kemik sintigrafisinin yeri yoktur çünkü PSA takibi yeterlidir.
Transrektal US
Gerekirse TUR yapılır.

PROSTAT KANSERİ 'NDE Evreleme;
Prostat kanserinin evrelemesinde genelde kullanılan iki sistem vardır.Biri “Jewett sistemi”(evreA’ dan D’ye), Diğeri AJCC’nin TNM sistemidir.
Evrelemede 1997 yılına ait AJCC kullanılmaktadır.
T1: klinik olarak non palpabıl ve görüntülenemeyen (A)
T1a: tm çıkartılan dokunun %5’inden azını içeriyor.
T1b: tm çıkarılan dokunun %5’inden fazlasını içeriyor.
T1c: tm iğne bx inde saptanıtor (PSA yüksekliğinden dolayı)
T2: tm prostata sınırlı (B)
T2a: tm bir lobdadır
T2b: tm iki lobda birden bulunur
T3: tm prostat kapsülünü aşmıştır (C).
T3a: extra kapsüler invazyon var
T3b: seminal vezikül tutulmuş.
T4: tm seminal vesikül dışında komşu dokulara invase (mesane, rektum, levator kas, pelvis duvarı) (D)
N0: lenf nodu tutulumu yok
N1: lenf nodu tutulumu var.
M0: met yok
M1: uzak met var:
M1a: bölgesel olmayan lenf nodu
M1b: kemik met
M1c: diğer

PROSTAT KANSERİ 'NDE Prognostik Faktörler;
Hastalık prognozunu belirleyen üç önemli parametre: tedavi öncesi PSA, Gleason skoru (tm diferansiasyonu) ve klinik evre dir.
DNA ploidi de prognostik tetkiktir. Diploid tümörler tetraploid veya aneploid olanlara göre daha iyi prognozludur
Gleason skoru 7 olanların prognozu göreceli olarak daha kötüdür; 4+3 olanların prognozu, 3+4 olanlardan daha kötüdür.
P53 gen mutasyonları lokalize prostatlarda seyrektir. P53 artmış ekskresyonu prostatta radyorezistansı belirler
Prostat tedavisinde 6 ay sonra olan PSA yüksekliği kalıcı hastalığı gösterir.
RT tedavi sonucuna cerrahi evrelemenin etkisi, yapılan bir çalışmada gösterilmiştir; Evre A2 (T1b) ve B (T2) de cerrahi olarak lenfnodu negatif olanlarda 5 yıllık hastalıksız sağ kalım %76 iken, klinik olarak lenfnodu negatif olanlarda bu oran %63’dür.
Prostat hastalarında yapılan çalışmalarda TUR yapılan aynı evre hastaların sağ kalım süresi bx yapılanlara oranla daha azdır.


PROSTAT KANSERİ 'NDE Patoloji;
Periferik asiner glandlardan çıkan adenokarsinom; en sık görülen tümördür.
Periüretral kanal karsinomu; genellikle transizyonel hücreli tipdir. Prostat adenokarsinomu kadar sık perinöral invazyon yapmaz.
Duktal adenokarsinom;bu tümör hormonlara cevap vermez, RT’ye orta derecede duyarlıdır. Tedavisi genelde radikal sistoprostetektomidir.
Nöroendokrin tm; seretonin, nöron spesifik enolaz, kromogranin ve kalsitonin gibi nöroendokrin hücre maddeleri içerirler.
Sarkomatoit karsinom; çok agresiftirler.
Epidermoit karsinom; çok nadirdir
Sarkomlar (Leiomyosarkom, rabdomiyosarkom, schwannom)
Prostatın primer lenfoması

PROSTAT KANSERİ 'NDE Tedavi;
Prostat sınırlı tümörlerde radikal prostatektomi ile RT’nin eş etkinlikte olduğu saptanmıştır.
Hormon Tedavisi;
Hormon tedavisinde androjen salınımını önlemek, hipofizer gonodotropimleri baskılamak ve testesteronun prostat üzerindeki etkisini reseptör seviyesinde bloke elmekten ibarettir.
Hormon tedavisinde kullanılan yöntemler;
1. orşiektomi
2. DES
3. megesterol
4. goserelin, buserelin (zoladex)
5. fulutamid (diğerlerin aksine nadiren seksüel impotans gelişir)
6. bicalutamid (casodeks 50 mg/gün)
Lokal ileri hastalarda eğer neoadjuvan yada adjuvan HT, RT ile birlikte verilirse hastalıksız sağ kalım %23’den %41’e, genel sağ kalımda %10’dan %22’ye artan iyileşmeler bildirilmiştir.
Hormon tedavisinden önce jinekomasti ve diğer semptomlardan dolayı her iki meme ışınlanmalıdır. 8x8 cm lik alanlara 9-12 MeV yada Co 60-4MV foton kullanılarak 4 fraksiyonda 12,16 Gy RT uygulanır.
Cerrahi;
Radikal Prostatektomi prostatın kapsülünün üretra ve seminuler vesikülleri ile birlikte çıkarılmasıdır. Nodal yayılım %8-21 civarında olan lokalize B1 tümörlerde bu yöntem etkin tedavi şeklidir. Bu girişimde hastaların tama yakın bölümünde (%90-100) empotans ve %5-10 oranında üriner inkontines görülür. Yüksek doz radyoterapi sonrası hastaların %30-50 ‘sinde impotans, %5-10’unda inkontinens görülür.

PROSTAT KANSERİ 'NDE Radyoterapi;
TUR yapılan hastalara, RT gelişebilecek sekelleri azaltmak için operasyondan 4 hafta sonra başlanmalıdır.
Bölgesel lenf nodlu yayılımı lezyonun hacim ve diferansiyonuyla ilişki gösterir. Stage A1 lezyonlarının %10’undan azında ,Stage B de %20 ve Stage C de %65 oranında lenf nod yayılımı görülür. Gleason’un skorunda 2-5 arasında %14 yayılım varken ,9-10 arasındaki hemen tüm olgularda vardır.
Lenfadenektamiyle birlikte radyoterapi (tüm pelvis), %25 den daha fazla hastada peniste,skrotum ve bacakta ödeme neden olduğundan tavsiye edilmez
Klinik olarak tedavi sonrası kontrolde inaktif hastalık bulunmasına rağmen 18 ay sonra alınan biopside hastalık gözlenmektedir.
Prostat kanserleride radyoaktif implant ile (I-125,Au196 vs) yapılan interstisyel radyoterapi özellikle lokalize kanserde kullanılmaktadır.(Stage B1,B2 ve küçük C) bu metodun etkinliği küçük volüm implantı ve homojen yerleştirme ile artar hem de 1500-1800 rad dozu prostata verebilme imkanı sağlar. Bu teknik pelvik nodal olmayanlarda uygulanır
Aşağıdaki dört grup hastada tedavi volümü, pelvise 45 Gy RT uygulandıktan sonra prostat lojuna boost yapılır.
1. T1c, T2a ve gleason skoru 7 ve üzeri olanlar
2. T2b ve yaşı 71 in altında olanlar
3. T3 ve T4 olanlar
4. PSA 20 ng/ml ve üzeri olanlar
Tedavi edilen hastalarda Stage A1 de sürvi 5-10 yılda %95-100 civarındadır. B evrede 5 yıl sürvi %70,10 yıl %45 C evrede ise %30-40 civarındadır




PROSTAT KANSERİ 'NDE EVRELERE GÖRE TEDAVİ :
Evre I de Tedavi
T1a, N0, M0, iyi-differansiye (stage A1):
Post mortem çalışmalarda 90 yaş ve üzeri kişilerde ,yaşla artış gösteren metastaz yapmamış prostat kanseri görülme oranı % 50-60 tır. Evre I kanserlerin çoğu iyi diferansiye ve glandı sadece fokal olarak tutmuştur(T1a,No,Mo). Bunların çoğunda tedavi gerekmez ve dikkatli takip yapılır. Daha genç hastalarda (50-60 yaş) beklenen sürvi uzun olduğundan tedavi gerekir. Daha az diferansiye kanserler biyolojik olarak daha agressifdir. Bunlarda radikal prostetektomi, eksternal radyoterapi yada bekleyerek gözlem benzer sörviye sahiptir. Verilecek karar hastanın yaşı, medikal hastalık bulunuşu, ve hastanın tercihine göre saptanır.
Kapsul penetrasyonu veya prostetektomi sırasında seminal vezikül invazyonu varsa veya cerrahiden sonraki 3 haftadan sonra saptanabilir seviyede PSA varsa postoperatif radyoterapi düşünülür
Evre II Prostat Kanseri
T1a, N0, M0, orta differansiye, kötü differansiye, or un differansiye veya T1b, N0, M0 or T1c, N0, M0 veya T1, N0, M0 veya T2, N0, M0
T1b,No,Mo veya T1c,No,Mo hastalar için standart tedavi seçenekleri uygun hastalarda eksternal radyoterapidir. Klinik yada patolojik tutulmamış pelvik lenf nodlarının proflaktik ışınlanmasının spesifik sürviyi artırdığı görülmemiştir. Radyoterapi TUR dan 4-6 hafta sonra yapılır.
Radikal prostetektomi genellikle pelvik lenfadenektomi ile birlikte potensi koruyan sinir koruyucu teknikle ya da olmaksızın uygulanır. Radikal prostetektomi TUR dan sonra güçleşebilir. Kapsül penetrasyonu, seminal vezikül invazyonu prostetektmi sırasında ya da cerrahide 3 hafta geçmesine rağmen belirgin PSA artışında postoperatif radyoterapi gerekir
Evre III Prostat Kanseri
T3, N0, M0 (stage C)
Esternal radyperapi, interstisyel implantatasyon, ve radikal prostatektomi kullanılır. Radikal prostatektomi sonuçları evre II dekilerden daha kötüdür. Büyük tümörlerde interstisyel brakiterapi teknik açıdan zordur. Eksternal radyoterapi ile uygulandığında en uygun tedavi yöntemi olup lokal kontrol ve hastalıksız sürviyi artırmada başarılıdır. Prognoz büyük ölçüde bölgesel lenf nodu durumuyla ilgilidir. Radyoterapi ile tedavi edilen ve 20 yıl izlenen hastalardan % 47 si prostat kanserinden ölürken, % 44 ü başka hastalıktan ölmektedir.



PROSTAT KANSERİ 'NDE NÜKS PROSTAT KANSERİ:
Nükste, tedavi seçimi daha önce yapılan tedavilere, nüks bölgesine, diğer medikal hastalıklara ve hastanın durumuna göre yapılır. Prostatekomi sonrası sadece lokal nüks olanlarda definitif radyoterapi verilir. Radyoterapi sonrası lokal nükslü bir hastada kurtarma prostetektomisi sağlanabilir. Sadece radyoterapi yapılan bu hastalarda uzun süreli hastalık kontrolü hormon tedavisiyle sağlanır ve sağlanan kanser spesifik ortalama sürvi 6 yıldır. Radyoterapi sonrası nükste kriyocerrahi araştırılmaktadır. Dissemine nüksü olan hastalar hormonla tedavi edilir. Hormon tedavi sonrası nüks olgularında kemoterapi ve biyolojik ajanlar araştırılmaktadır

Hedef volüm;
1-T1-T2a da sadece prostat lojudur,
2-T2b ve üzeri evrelerde seminal veziküllerde alan içine alınır. Buna karar verilirken yinede BT kesitleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Tedavi dozu;
1-T1a da 70 Gy,
2-T1b-T2 de 72-74 Gy,
3-T3 de 73 Gy,
4-T4 de palyatif yaklaşıldığı için morbiditeyi artırmamak için 60-65 Gy RT önerilir
Tedavi volümü, prostat loju ışınlandığında üstte asetabulumun 3-5 cm üstü , altta tuberositas iskiumun altı, yan alanlarda önde simfisis bubisin 1.5 cm arkası, arka alanda rektuma yerleştirilen işaret çubuğunu 2 cm arkası olup bu seviye genelde S3 üstü seviyesine denk gelir. Bu alanları belirlerken hastalığın evresi göz önünde bulundurulur. Evre A2-B olanlarda 8x10 cm den 10x12 cm ye kadar, evre C yada D olanlarda 12x14 cm olabilir. Seminal vesikül tutulumunda boost yapılırken alan içine alınmalıdır buda alanı 12x14 cm lik büyük bir alan olmasına neden olur.
Prostat apeksinin anatomik lokalizasyonunun belirlenmesine büyük önem verilmelidir. Yapılan çalışmalarda prostat apeksinin %2-8 hastada tuberositas iskiumun 1 cm den az yukarda olduğu dolayısıyla alt sınırı belirlerken eğer prostata 2 cm lik marj verilecekse tuberositas iskiumun 1.5 cm kadar altına inilmelidir.
Postoperatif RT;
Yapılan çalışmalarda T1b vakalarında %10, T2a’larda %20 ve T2b olanlarda %40-60 cerrahi sınır pozitifliği gösterilmiştir.
Walsh’ın çalışmasında gros pozitif olanlarda adjuvan RT mantıklı olduğunu belirtirken mikroskopik pozitif yada kapsül invazyonu olanlarda RT endikasyonu daha az gereklidir.
Anscher’in çalışmasında postoperatif ışınlama seminal vesikül invasyonunda, kötü difaransiye tümörde (Gleason 8-10), pozitif cerrahi sınır olduğunda yapılamalıdır.
Pelvik nodları mı yoksa, prostat yatağımı mı ışınlanmalı? halen açıklığa kavuşmamıştır. Wasington üniversitesi çalışmasında gleason skoru 7 ve üzeri ise veya prostatektomi sonrası PSA 1 ng/ml veya üzeri ise, prostat kenarında taban veya seminal vesikül tutulmuş ise pelvise 45 Gy RT önerilmiştir.
Eğer prostat sınırlarından sadece apeks pozitif ise sadece prostat lojuna 66 Gy RT verilir.
RT yan etkileri;
Yumuşak dışkılama, diare, rektal huzursuzluk, geçici rektoproktitis (%9-19 görülür)
Disüri, sık idrar, noktüri,mikroskopik yada makroskopik hematürü
Üriner sistem infeksiyonu
Perine ve gluteal bölgede kuru yada yaş deskuamasyon.
Bazı yayınlar 2D ile tedavilerde 70 Gy üzeri dozlarda yüksek oranda morbidite oluşturacağı belirtilmiştir.
Rektumun %25 inden fazlası 70 Gy veya daha fazla doz aldığında ciddi yan etkiler çıkmaktadır.
Proktit yada rektal huzursuzlukta kortizonlu fitiller verilebilir
Yağsız, baharatsız ve az posalı yüksek lifli diyetler rektal semptomları azaltır
Hastaların %5 inden azında kronik sistit gelişir ve 75 Gy den fazla doz mesaneye verilirse hemorajik sistit gelişir.
Üretral darlık %3 görülürken TUR yapılanlarda daha fazladır.
Erektil disfonksiyon %14 -%50 hastada oluşur
Cerrahi + RT;
Cerrahi + RT uygulananlarda alt ekstermitede ödem %10 ile %20 görülür.
Üriner sistem inkontinansı yalnız cerrahi uygulananlarda %5-10 iken cerrahi + RT uygulananlarda biraz daha fazladır.
Cerrahi + RT de üretral darlık %5-10 dur. Sadece RT’de %3 dür
Klasik radikal prostatektomide seksüel impotans %95 den fazla iken sinir koruyucu operasyonlardan sonra %60-70 i yeterli fonksiyon bildirmişlerdir.

 

Soru sor  Cevap oku  Erken teşhis  Hasta takip  Kanser bilgi    İletişim   Forum    Kanser ve Beslenme    Son Gelişmeler     Uzman Görüşü      Makaleler      Tüm Haberler  

Kanser Tedavi Merkezleri     Resmi Kanser Kuruluşları Akciğer kanseri   Meme kanseri     Mide kanseri    Lenfoma    Bağırsak kanseri   Beyin kanseri

Prostat kanseri    Deri ( Cilt ) kanseri    Rahim ağzı kanseri Karaciğer kanseri ve diğer tüm kanserler    radyoterapi    kemoterapi    onkoloji   check up   online doktor

 

Yasal uyarı: Bu sitede yer alan bilgilerin izinsiz olarak kullanılması cezai sorumluluk getirecektir. Tüm hakları sahiplerine aittir.